RENK KURAMI
Gördüğümüz şeyi neden severiz?
Çizgi, desen, şekil ve diğer unsurla birlikte renk, sanat eserini oluşturan temel yapıtaşlarından biridir. Renk, eserin havasını değiştirmek için kullanılabilir, izleyicinin gözünü paletin belli bir noktasına çeker ve bir sanat eserindeki çeşitli nesneleri tanımlar. Sanatçının renk konusunda verdiği kararlar gelişigüzelmiş gibi gözükebilir, ama çoğu zaman sanatçının bir amacı vardır ve yaratma sürecinde aldığı kararlar sanatsal olduğu kadar bilimseldir de.
RENKLERİ KARIŞTIRMAK
Çocuklara genellikle üç ana renk öğretilir: Kırmızı, sarı ve mavi (KSM). Onlara, bu renklerin farklı oranlarda karıştırılmasıyla hayal edilebilecek her rengin oluşturulabileceği söylenir. Bu, genellikle doğrudur, ama aslında KSM, ana renklerin yalnıza bir kümesidir. Başka renkler elde etmek için farklı renk karışımları da kullanılabilir: kırmızı, yeşil ve mavi (KYM) ve camgöbeği, mor ve sarı (CMS) gibi. Öte yandan, çoğu sanatçı için kırmızı, sarı ve mavi en gözde ana renkler olmaya devam ediyor.
İki ana renk karıştırılarak elde edilen renklere (örneğin, kırmızı ve mavinin karıştırılmasıyla elde edilen mora) ikincil renkler denir. Bir ana renkle ikincil bir renk ya da iki ikincil renk karıştırılarak elde edilen renklere ise üçüncül renkler denir; örneğin, mavi ile yeşilin karıştırılmasıyla elde edilen turkuaz gibi.
TAMAMLAYICI RENKLER
Aristoteles’in bir rengin izleyicide uyandırdığı izlenimin, o renge ışığın nasıl vurduğuna bağlı olarak değişiklik göstereceğini öne sürmesiyle tamamlayıcı renk kavramı şekillenmeye başladı. Daha sonraları Aziz Thomas Aquinas, on üçüncü yüzyılda bu kavramı geliştirerek belli renklerin, bazı renklerle yan yana geldiğinde daha hoş göründüğüne dikkat çekti. Sözgelimi mor bayazla yan yana geldiğinde, siyahla birlikteyken göründüğünden daha güzel gözüküyordu. Rönesans döneminde Leonardo da Vinci gibi sanatçılar da kırmızı ve yeşil gibi bazı renklerin, yan yana koyulduğunda daha güzel göründüklerini fark ettiler, ama bunun nedenini bulamadılar.
1704’te Isaac Newton Rönesans sanatçılarının gözlemlerinden yola çıkarak yedi renge bölünmüş bir daire oluşturdu. Birbirinin karşısında yer alan renkler en fazla kontrast oluştururken, yan yana olan renkler en az kontrast oluşturuyordu. Daha sonraları onun dairesi, on iki dilime bölünerek günümüz sanatçılarının tabiriyle ‘’renk çemberi’’ oluşturuldu.
‘’Tamamlayıcı renkler’’ terimi ilk kez, Britanya’da yaşayan Benjamin Thompson adındaki Amerikalı bir bilimci tarafından ortaya atıldı. Thompson yanan mumları gözlemlerken mumun ürettiği renkli ışığın ve gölgenin birbirini ‘’tamamlayan’’ renkler içerdiğini fark etti (gri ya da siyah olarak görünen gölgeler, aslında onlara şekil veren ışığın oluşturduğu karışık renklerin bir bileşimiydi.) Bu olayın spektrumun bütün renkleri için geçerli olduğuna ve her bir rengin onu eksiksiz tamamlayan bir eşinin olması gerektiği kanısına vardı.
Daha sonraları sanatçılar ve bilimciler, tamamlayıcı renklerin özelliklerinin, sadece yan yana kullanıldıklarında güzel görünmekten ibaret olmadığını keşfettiler. Nitekim zemin oluşturan rengin üzerine gelen bir başka renk, zemin rengini tamamlayan rengin özelliklerine bürünür. Örneğin, sarı zemin üzerine konulmuş bir kırmızı kurdele hafif mor bir ton kazanır, çünkü pembe sarının tamamlayıcı rengidir.
Eklenebilen Renklere Karşı Çıkarılabilen Renkler
Sanatçılar ve bilimciler, farklı renk kombinasyonları ve bu renklerin etkileşimiyle ilgili deneyler yaparken ortama bağlı olarak renklerin farklı davrandığını keşfettiler. Bu da renkleri iki sınıfa ayırmalarına yol açtı: Eklenebilen renk ve çıkarılabilen renk. Eklenebilen renk genellikle ışığı ifader eder ve modern televizyonlarda ve projektörlerde gözlemlenir. Aslında, ışığın tamamen yokluğu koyu bir ‘’siyahlık’’ yaratır ve bu siyahlık belli dalga boylarındaki renkli ışığın ilave edilmesiyle değişir. Buna karşın çıkarılabilen renk, istenen rengi göstermek için ışığın belli dalga boylarının ‘’çıkarılması’’ ya da bloke edilmesi için ilave edilen pigmentleri ve boyaları ifade eder. Örneğin, tuval üzerindeki kırmızı boya spektrumun diğer bütün renklerini bilfiil emer ya da ‘’çıkarır’’ ve izleyicinin yalnızca kırmızı rengi algılamasına yol açar.
RENKLERİN SICAKLIĞI
Kimi renklerin izleyicide belli ruh halleri ve duygular uyandırdığı yaygın bir kanıdır. Bu minvalde renkler soğuk renkler ve sıcak renkler diye ikiye ayrılabilir:
- Soğuk renkler genellikle mavi, yeşil ve griyi içerir ve bu renklerin izleyiciyi dinlendirdiğine inanılır.
- Buna karşın kırmızı, sarı ve kahverengi gibi sıcak renkler hareketi ima eder ve izleyiciyi harekete geçirir.
RENGİN RENGİ
Bir rengin izleyiciye nasıl göründüğü büyük ölçüde o rengin ne kadar koyu olduğuna bağlıdır ki buna ‘’doyma’’ denir. Basitçe ifade edersek münferit bir kırmızı ne kadar kırmızıdır? Bir sanatçı, farklı renkler katarak bir rengin görünüşünü değiştirebilir. Örneğin, mavi bir boyaya biraz siyah kattığınızda mavinin koyu bir tonunu elde edersiniz. Keza turuncu boyaya da beyaz katarsanız açık bir ton elde edersiniz. Diğer yandan sanatçı, siyah ve beyazla sınırlı değildir ve renkleri koyulaştırmak ya da açmak için farklı renkler de kullanabilir. Ayrıca elindeki boyayı açık ya da koyu renklerle karıştırarak belli bir ton üretebilir. Gri ilave ederek ya da bir renklendirme ve gölgelendirme kombinasyonunu kullanarak farklı tonlar yaratmak mümkündür.
İzleyicinin Gözü
Ortalama bir insan yaklaşık bir milyon farklı rengi seçebilir, ama bazı insanlar bundan 100 kat fazla rengi ayırt edebilirler. Normal insanların gözlerinde üç adet fotoreseptör (yani ışık algılayıcı) koni bulunurken tetrakromat ya da ‘’süper gören’’ adı verilen bu kişilerin gözlerinde dört adet fotoreseptör koni bulunur ve bu sayede çoğu insanın algılayamadığı genişlikte bir renk yelpazesini algılayabilirler.
2023 PANTONE
Bu yılın rengi güçlü ve güçlendirici saf neşeden zevk alan, kısıtlama olmaksızın kendini teşvik eden, heyecan verici ve göze çarpan bir ifade olarak belirten sınırsız bir gölge olan animasyonlu bir kırmızıdır. PANTONE 18-1750 Viva Magenta, yaşam için aynı şevke ve asi ruha sahip herkesi memnuniyetle karşılıyor. Cesur, espri dolu ve her şeyi kapsayan bir renktir.